Türk Hareketi Gençlik TeÅŸkilatı 20 Ocak 2018 günü SSCB\'nin Bakü\'de giriÅŸtiÄŸi kanlı baskında ÅŸehit olan soydaÅŸlarımızı andı.
1980’lerin sonlarına doÄŸru artık Rus Sovyet İmparatorluÄŸu çöküÅŸ sürecine girmiÅŸti. SSCB Mihail Gorbaçov, imparatorluÄŸu kurtarmanın yolunu bağımsızlık mücadelesi veren cumhuriyetlere gözdağı vermekten geçtiÄŸini düÅŸünmekteydi. Fakat Azerbaycan Türkleri artık mücadelesini ölümle, kanla olsa da gerçekleÅŸtirme çabası içerisindeydi. Sokaklar ve caddeler yüz binlerce göstericiyle doluydu. Azerbaycan’ın bütünlüÄŸü ve bağımsızlığı uÄŸrunda mücadelede özellikle Bakü Devlet Üniversitesi ve Azerbaycan Layiha Enstitüsü talebeleri öncüllükteydiler. Mücadelenin liderliÄŸini ise merhum cumhurbaÅŸkanımız ve milli mücadele önderimiz Ebülfeyz Elçibey önderliÄŸindeki Azerbaycan Halk Cephesi yapmaktaydı.
O dönemde Azerbaycan’da ilk olarak “Çenlibel” daha sonra “Bağımsızlar” “Yurt BirliÄŸi” “Kale” “Varlık” ve benzeri çok sayıda örgütü bir arada toplayarak oluÅŸturulan AHC, Azerbaycan’ın bağımsızlığını ve bütünleÅŸmesini hedeflemekteydi.
31 Aralık 1989’da AHC önderliÄŸindeki halkın, Güney Azerbaycan ile Kuzey Azerbaycan arasındaki dikenli telleri kırarak, SSCB-İran sınırlarını fiili olarak ortadan kaldırması da bunun bir göstergesiydi. Nitekim 1988 25 Ocak tarihinden Ermenistan’a baÄŸlı yerleÅŸim yerlerinden Azerbaycan Türklerinin göç dalgaları baÅŸlamıştı.
18 Mart’ta DaÄŸlık KarabaÄŸ Eyalet Komitesi Plenumu, bölgenin Ermenistan’a baÄŸlanması kararını almıştı. Ermenistan’dan Azerbaycan’ın sınır köylerine sayısız saldırılar düzenlenerek her gün Türklerin öldürülmesine ve rehin alınmasına raÄŸmen TASS Ajansı, tek taraflı olarak gerçekdışı bir tutum sergilemiÅŸtir.
Dünya liderliÄŸine soyunan ABD, o tarihlerde el altından; bir taraftan Rusya\'ya yol veriyor, KarabaÄŸ topraklarının Ermenilere “ait olması”nı Gorbaçov’a tavsiye ediyor, karşılığında Irak operasyonu için tasdik ve tasvip sözü alıyordu.
Bütün Batı bir anda her ÅŸeyleri ile Ermenilerin yanında yer aldıklarını çekinmeden beyan etmeye baÅŸlamıştılar. Bundan cesaret alan Ermeniler her geçen gün baskın ve terör faaliyetlerini, artırdılar. Neticede 250 binden fazla Azerbaycan Türkünü Batı Azerbaycan’dan zorla çıkardılar.
Aynı günlerde Bakü’de gergin olaylar yaÅŸanmaktaydı. 14 Ocak’ta Bakü’de, dış güçlerin ve KGB’nin tertiplediÄŸi provokasyonlar sonucu bazı grupların ÅŸehrin belli bölgelerinde yapılan düzensiz kitlesel yürüyüÅŸleri neticesinde 60 kiÅŸi hayatını kaybetmiÅŸti.
Bakü’de Ermeniler tarafından bir Azerbaycan Türkü, başı balta ile ezilerek öldürülmüÅŸtü. Bu olayları fırsat bilen KGB provokatörleri kendi ajanlarını kışkırtarak Bakü’de kargaÅŸa çıkarmaya baÅŸlamışlardı. Silahsız olan polis ve AHC’liler, önleyici müdahale imkânlarından mahrum bırakılmışlardı.
Bu arada Kızıl Ordu Birlikleri harekete geçerek Bakü ÅŸehrinin çevresinde konuÅŸlanmış ve saldırı için emir beklemekteydi. 16 Ocak’ta Azerbaycan’da gerginlik son haddine ulaÅŸmış ve AHC aralıksız toplantı, gösteri ve yürüyüÅŸler düzenleyerek hükümeti uyarmaya ve halkın sesini duyurmaya davet etmiÅŸti.
17 Ocak’ta Bakü’de bir milyonun üzerinde kiÅŸinin toplandığı bir miting düzenlenerek “gasp edilmek” istenen halkların istikrarını, ülke düzenini bozanların cezalandırılmalarını, devletin otoritesini kullanarak asayiÅŸi temin etmesini istemiÅŸti. Nitekim 19 Ocak tarihine kadar meydanı boÅŸaltmayan halkın hür iradeye sahip olma kararlılığı 19 Ocakta doruk noktasına ulaÅŸmıştır. Artık AHC de duruma hakim olmakta zorluk çekmekte ve dalga-dalga akın ederek Azatlık meydan’ına gelen kitleyi kontrol altında tutmaya çalışmaktaydı.
19 Ocak 1990, saat 19-27’de Azerbaycan Devlet televizyonu, SSCB KGB’si tarafından bombalandı ve Azerbaycan halkı o gün Moskova yönetimi tarafından ilan edilmiÅŸ olan olaÄŸanüstü halden habersiz bırakıldı.
Bakü çevresinde konuÅŸlanmış; T-72,80 ve BMP-3 tanklarının bulunduÄŸu 35 bin kiÅŸilik zırhlı Kızılordu \"alfa\" ve \"DTK-a\" diye isimlendirilen, tahribat eÄŸitimli birlikler, dönemin Eski Sovyetler BirliÄŸi BaÅŸkanı Mihail Gorbaçov’un sivil halka ateÅŸ açması talimatıyla 19 Ocak’ı 20 Ocak’a baÄŸlayan gece saat 01.00’da Sovyet Ordusu ve Ermeni TaÅŸnakları’nın propaganda kampanyaları doÄŸrultusunda Azerbaycan’ın baÅŸkenti Bakü’de misli görülmeyen kanlı bir katliam gerçekleÅŸtirildi..
Gece yarısı en modern silahlarla silahlanmış Kızıl Ordu karadan, havadan ve denizden Bakü’ye girerek korumasız halkın üzerine ateÅŸ yaÄŸdırmaya baÅŸlamıştı. Hiç acıma duygusu olmadan ağır silahlarla kadın, çocuk, yaÅŸlı demeden herkese vahÅŸice saldırdı. Önlerine geçen herkes kurÅŸuna dizilmiÅŸti. Resmi bilgilere göre 134 sivil vatandaÅŸ ve 37 Azerbaycan askeri ÅŸehit olurken 770 sivil ve 80 asker yaralanmış 76 kiÅŸi AHC fallarından oluÅŸan 400 kiÅŸi gözaltına alınarak Rusya’nın çeÅŸitli hapishanelerine götürülmüÅŸ, 48 kiÅŸi kaybolmuÅŸtu.
Bakü Azatlık Meydanı’nda 19/20 Ocak gecesi tarihin kaydetmediÄŸi en büyük facialardan biri yaÅŸandı. İki gün süren kadın, çocuk ve yaÅŸlıların çoÄŸunlukta olduÄŸu bu katliamı, dünya ülkeleri film gibi dilini yutmuÅŸ bir ÅŸekilde seyretti.
20 Ocak günü her kes yakınlarını ve dostlarını aramak için sabahın erken saatlerinde sokak ve meydanlara inmiÅŸti. Bakü ve Sumgayıt’ta Rusların açtığı ateÅŸ sonucu delik-deÅŸik edilmiÅŸ binalar, Azatlık Meydanı (GeçmiÅŸ Lenin) ve XI. Kızıl Ordu meydanında öldürülmüÅŸ, tank paletleri altında ezilmiÅŸ insanlar, kana boyanmış caddeler akıl almaz ve korkunçtu. Azerbaycan’ın özgürlüÄŸü uÄŸruna mücadele edenler hunharca katledilmiÅŸ, Bakü savaÅŸ meydanına sokaklar ise kan gölüne dönüÅŸmüÅŸtü. Kan rengindeki karanfiller ÅŸehitlerin üzerini kırmızı bir örtü gibi örtmüÅŸtü.
“20 Ocak Katliamı” ya da “Yanvar Katliamı” olarak anılan olaylar sonrasında Azerbaycan Halk Cephesi liderleri ve bağımsızlık yanlıları tutuklandı.
Sözde insan hakları havarileri, demokrasi savunucuları hür ve medeni dünyanın gözleri önünde, Sovyet Kızıl Ordusu birliklerinin Ermeni TaÅŸnak militanlarıyla birlikte gerçekleÅŸtirdikleri 20 Ocak Bakü katliamı unutulmayacak ve unutturulmayacaktır.
Azerbaycan halkının tarihine “Kanlı Yanvar (Ocak) Faciası” olarak geçen 20 Ocak 1990 tarihli olayların üzerinden 28 yıl geçti. Azerbaycan halkının tarihine, sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak 20 Ocak, aynı zamanda Azerbaycan Türk halkının ÅŸan ve ÅŸeref günüdür.
O gün caddeleri boyamış ÅŸehit kanları, bir anlamda uyanan Türk milli ülkü güneÅŸinin aydınlattığı kırmızı ÅŸafağının simgesiydi. O gün Sovyet ordusunun korkunç saldırısına karşı göÄŸsünü siper eden Azerbaycan Türkü’nün kendi kimliÄŸini ispat ederek, ülkesinin bağımsızlığı izliÄŸi ve istiklali yolunda ilk ÅŸehitlik zirvesiydi.
Azerbaycan\'da bağımsızlık yolunda ağızlarından hep birlikte çıkan tek bir ses vardı: “Ya istiklal ya ölüm.” 20 Yanvar (Ocak) günü “Vatan saÄŸ olsun” diye canlarını verenler, bağımsızlık ve hürriyet bayrağının yükselmesine kaide oldular.
Bugün, 27 yıl önce, Sovyetler BirliÄŸi’nin dağılma süreci sırasında Rus Kızıl Ordusu’nun Azerbaycan’ın baÅŸkenti Bakü’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi “Kanlı Yanvar” diye adlandırılan katliamın yıl dönümüdür. Dünyanın gözleri önünde Azerbaycan Türklerine reva görülen 20 Ocak (Yanvar) 1990 tarihini unutmadık, unutmayacağız da…